Canlı Su Nedir? Suyun Moleküler Hafızası ve Canlandırma Yöntemleri
Günlük yaşamımızda içtiğimiz suyun gerçekten “canlı” olup olmadığını hiç düşündünüz mü? Marketten aldığımız damacana sular, musluklardan akan sular ya da şişelenmiş kaynak suları… Hepsi dışarıdan temiz ve berrak görünebilir. Ancak Fehmi Bey’in aktardığı bilimsel temelli yaklaşıma göre, suyun asıl canlılığı onun moleküler yapısında gizlidir. Ve bu yapı, sanıldığının aksine kolaylıkla bozulabilmektedir.
Canlı Su ile Ölü Su Arasındaki Fark Nedir?
Suyun canlı ya da ölü olması, onun spor ayakkabı gibi fiziksel bir nesne olmasıyla değil, iç yapısındaki moleküler organizasyonla ilgilidir. Doğal kaynaklardan, yaylalardan veya dağlardan çıkan su; içinde hâlâ kristalize ve serbest molekülleri barındıran, hücre zarından kolayca geçebilen, yüksek iletkenliğe sahip bir sıvıdır. Buna “canlı su” denir.
Ancak bu su; damacana, plastik boru ya da uzun süre bekleme gibi işlemlere maruz kaldığında, içindeki su molekülleri birbirine yapışır ve 50-60'lı kümeler haline gelir. Bu kümelenmiş yapı, hücre zarından geçemez hale gelir ve vücut, bu sudan ancak %5 oranında faydalanabilir. İşte bu noktada karşımıza “ölü su” kavramı çıkar.
Suyun Moleküler Yapısı ve Hücresel Emilim
Her su molekülü H₂O yapısına sahiptir. Ancak bu moleküllerin nasıl organize olduğu, suyun vücutta nasıl kullanıldığını doğrudan etkiler. Canlı su, moleküler açıdan küçük kümeler halindedir ve hücre zarı tarafından kolayca tanınıp emilebilir. Oysa ölü su, dev moleküler zincirler halinde hücreye temas dahi edemez. Dolayısıyla kişi su içmesine rağmen susuz kalabilir, hatta mide ve bağırsak florasında bozulmalara neden olabilir.
Su Ne Zaman Ölü Hale Gelir?
Fehmi Bey’in belirttiği gibi, su kaynağından çıktıktan sonra 6 ile 10 saat arasında bekletildiğinde, canlılığını büyük ölçüde yitirir. Bu sürenin sonunda su, artık hücresel emilim için yeterli yapısal özgürlüğe sahip değildir.
Canlı Suya Ulaşmak Mümkün mü?
Elbette. Herkesin dağın başındaki bir kaynaktan su taşıması mümkün olmayabilir. Ancak bilim, bu soruna çözüm üretmiş durumda. Evde suyu canlandırmak için kullanılabilecek iki temel yöntem bulunmaktadır:
-
Dip Friz Yöntemi: Su, derin dondurucuda kristalize edildiğinde, moleküller altıgen yapı kazanır (kar tanesi formu) ve bu, suyu yeniden yapılandırarak canlı hale getirir. Ancak bu yöntemin pratikte uygulanabilirliği düşüktür. Sürahiyle donmuş suyu çözmek ve anında içmek zordur.
-
Manyetik Frekanslarla Canlandırma: Bilimsel temelli bir yöntem olan bu teknikte, suya uygulanan özel manyetik frekanslar, suyun içindeki kümelenmiş molekülleri ayrıştırır. Su yeniden hücre geçirgenliğine uygun hale gelir. Canlandırma tablası adı verilen bu araçlar, evde pratik olarak kullanılabilir ve her yudumda canlı su içmenizi sağlar.
Manyetik Canlandırma Bilimsel midir?
Fehmi Bey’in vurguladığı üzere, su molekülleri nötron, proton ve elektronlardan oluşan kutuplu yapılardır. Tıpkı bir mıknatıs gibi bu yapıların manyetik alanla etkileşmesi mümkündür. Manyetik etki, birbirine yapışmış su moleküllerini ayrıştırarak doğal kristal yapılarına geri döndürür. Bu yöntem, hücresel biyoloji ve fizik alanlarında yapılan birçok araştırmayla desteklenmektedir.
Suyun Canlı Hale Getirilmesinin Önemi Nedir?
-
Hücre içi hidrasyonu artırır.
-
Bağırsak sağlığını destekler.
-
Mide problemlerinde rahatlama sağlar.
-
Detoksifikasyon (toksin atımı) sürecini hızlandırır.
-
Alkali dengeye katkıda bulunur.
Alkali pH Damla ile Desteklenmiş Su: pH 9 Seviyesi
Evde canlandırılmış suyun etkisini artırmak için, Himalaya tuzundan elde edilen özel pH damlaları ile suyun pH’ı 9 seviyesine çıkarılabilir. Bu da mide ve bağırsak asit yükünü dengeleyerek doğal bir alkalin ortam oluşturur. Bu tür bir su, mide hassasiyeti yaşayan bireyler için büyük bir avantajdır.
Yön Gösteren Bir Öneri
Eğer suyunuzu sadece içmekle kalmayıp, gerçekten sağlığınızı destekleyen bir yapıya dönüştürmek istiyorsanız, canlı su kavramını yaşamınıza dahil etmeniz gerekir. Fehmi Bey’in anlattığı gibi, bu artık yalnızca dağlara çıkıp kaynak aramakla sınırlı değil. Manyetik canlandırma tablası ve pH dengeleyici damlalarla evinizde canlı, alkali, hücre geçirgenliğine uygun suya ulaşmanız mümkün.