Genel Gastrit Kavramı ve Klinik Sınıflandırma
Gastrit, temel olarak mide
mukozasının inflamasyonu ile karakterize edilen yaygın bir tıbbi durumu ifade
eder. Bu durum, hafif ve genellikle asemptomatik seyreden vakalardan,
ciddi morbidite ile ilişkilendirilen ilerlemiş lezyonlara kadar çeşitli formlarda
kendini gösterebilir. Gastritin güncel sınıflandırması, öncelikle hastalığın
süresine (akut veya kronik), histolojik özelliklerine, anatomik dağılımına ve
altında yatan patofizyolojik mekanizmalara dayanır.
Klinik olarak gastrit, kısa süreli,
ani ve şiddetli iltihaplanmaların görüldüğü Akut Gastrit ile
uzun süre devam eden, yavaş ilerleyen ve genellikle daha sinsi semptomlarla
ortaya çıkan Kronik Gastrit olarak iki ana kategoriye ayrılır.
Akut gastrit, mide zarındaki
iltihaplanmaların aniden ortaya çıktığı bir türdür ve şiddetli karın veya sırt
ağrısı, mide bulantısı ve hazımsızlık gibi belirtiler gösterebilir.
Kronik gastrit ise mukozanın
uzun bir süre boyunca tahriş veya iltihaplı kaldığı uzun vadeli bir durumdur.
Kronik gastritin semptomları
yavaşça ortaya çıkma eğilimindedir ve tedavi edilmediği takdirde aylardan
yıllara kadar sürede ciddi mukozal hasara ve premalign lezyonların gelişimine
yol açabilir.
Pangastritin Tanımı
Pangastrit (Latince pan—tümü, gastritis—mide
iltihabı), gastritin topografik (anatomik yayılım) bir formudur ve mide
mukozasının tamamında, hem antrum (midenin alt, çıkış bölgesi) hem de korpus
(midenin üst, gövde bölgesi) dahil olmak üzere yaygın inflamasyon veya hasar
ile karakterize edilir.
Pangastrit, anatomik yayılımı
tanımlayan bir terimdir ve genellikle kronik gastritin ilerlemiş bir aşamasını
veya yaygın bir otoimmün sürecin nihai morfolojik sonucunu temsil eder. Midenin
tüm bölgelerinin tutulması, lokal gastritlere kıyasla sindirim fonksiyonları ve
besin emilimi üzerindeki etkilerin daha kapsamlı olduğunu göstermektedir.
- Antral
Gastrit: İnflamasyonun
mide çıkış kapısı olan antrum bölgesinde yoğunlaştığı durumdur. Bu
genellikle H. pylori enfeksiyonunun başlangıç veya baskın
formu olarak görülür.
- Korpus
Gastrit: İnflamasyonun
mide gövdesi (korpus) ve fundus bölgesinde yoğunlaştığı durumdur. Bu
topografik dağılım, esas olarak oksintik mukozayı hedef alan Otoimmün
Atrofik Gastrit (AAG) ile ilişkilidir, zira parietal hücreler korpusta
bulunur.
- Pangastrit: Hem antrumun hem de
korpusun tutulduğu, anatomik olarak en yaygın inflamatuar
formdur. Pangastrit tanısı, histopatolojik olarak atrofi ve
intestinal metaplazinin şiddetini belirlemek için kullanılan risk skorlama
sistemlerinde (OLGA/OLGIM) yaygın tutulumu göstermesi nedeniyle doğrudan
bir bileşendir.
|
Gastrit Tipi |
Anatomik Lokalizasyon (Topografi) |
Başlıca Etiyoloji |
Atrofi/Metaplazi Eğilimi |
|
Antral Gastrit |
Antrum (Pilor Bölgesi) |
H. pylori (Erken/Sınırlı Tip B) |
Antral sınırlı, ilerlemiş durumda yayılır |
|
Korpus Gastriti |
Korpus ve Fundus |
Otoimmün (Tip A) |
Korpus dominant atrofi |
|
Pangastrit |
Antrum ve Korpus Dahil Tüm Mide |
İlerlemiş H. Pylori veya İlerlemiş Otoimmün
Hastalık |
Yaygın Atrofi/Metaplazi (Yüksek Risk) |
Bu raporun temelini oluşturan
hipotez zinciri, pangastritin sadece bir gastroenterolojik sorun olmanın
ötesinde, sistemik bir disregülasyon döngüsünü nasıl başlattığını
açıklamaktadır. Süreç, midenin savunma bariyerinin kırılmasıyla başlar ve
nöro-immünolojik sonuçlara yol açar:
Pangastrit > Hipoklorhidri (Mide
Asidi Düşüklüğü) > SIBO (İnce Bağırsakta Aşırı Bakteriyel Çoğalma) >
Bağırsak Geçirgenliğinde Artış (Zonulin Regülasyonu)> Endotoksemi (LPS
Sızıntısı) > Sistemik Enflamasyon ve Nöro-Metabolik Disfonksiyon
Pangastritin Mide Asidi Üretimine Etkisi (Hipoklorhidri Mekanizması)
Kronik pangastritin ilerlemesi,
mide fonksiyonunda kritik bir aksamaya, yani hipoklorhidriye (mide asidi
eksikliği) yol açar. Kronik inflamasyon, özellikle atrofik gastrit evresine
ulaştığında, hidroklorik asit (HCl) ve İntrinsik Faktör (IF) üreten parietal
hücrelerin progresif hasar görmesiyle sonuçlanır.
Mide asidi seviyesinin düşmesi, sindirim zincirinin ilk halkasını kırarak (zincirleme bir reaksiyonu)metabolik kaskadı başlatır.
Mide asidi; proteinlerin denatüre
edilmesi, besinlerdeki minerallerin (örneğin demir) emilebilir formda iyonize
edilmesi ve en önemlisi, yiyeceklerle alınan patojen mikroorganizmaların ince
bağırsağa geçişinin engellenmesi için mutlak öneme sahiptir.
Bu doğal asit bariyerinin kaybı, gastrointestinal sistemin alt bölümlerini mikrobiyal invazyona karşı savunmasız hale getirir.
B12 Vitamini Malabsorpsiyonu
.Hipoklorhidri, midenin yeterli düzeyde asit üretememesiyle karakterize bir durumdur ve B12 vitamini emilimi üzerinde doğrudan belirleyici bir etkiye sahiptir.
Normal fizyolojide besinlerle
alınan B12 vitamini önce mide içindeki asidik ortamda, bağlı bulunduğu protein
yapılarından ayrılır; ardından parietal hücreler tarafından salgılanan
intrinsik faktörle kompleks oluşturarak ince bağırsağın terminal ileum segmentinde
emilmeye hazır hale gelir.
Mide asidinin azalması, hem bu ayrışma
sürecini bozmakta hem de çoğu zaman aynı anda parietal hücre hasarına bağlı
olarak intrinsik faktör üretimini de azaltmaktadır. Bu nedenle atrofik gastrit
gibi hipoklorhidriye yol açan kronik inflamatuvar tablolar, besin kaynaklı B12
emiliminde belirgin azalma ile sonuçlanır ve klinik düzeyde anlamlı bir
malabsorpsiyon tablosu ortaya çıkar.
Süreç otoimmün mekanizmalara bağlı
geliştiğinde, yani pernisiöz anemi söz konusu olduğunda, bağışıklık sistemi
parietal hücreleri ve/veya intrinsik faktörü hedef alan antikorlar üretir;
bunun sonucunda intrinsik faktör düzeyi kritik ölçüde düşer ya da tamamen
kaybolur.
Bu durumda B12 vitamini ile intrinsik faktör
arasında gerekli kompleks oluşamadığı için ileal emilim neredeyse tamamen
bloklanır ve emilim kaybı çok yüksek oranlara ulaşır. Ortaya çıkan kronik B12
eksikliği, DNA sentezinin bozulmasına ve kemik iliğinde megaloblastik tipte
anemi gelişmesine yol açar.
Anemiye eşlik eden eritrosit sayısı
ve oksijen taşıma kapasitesi azalması, doku düzeyinde hipoksiye neden olur; bu
da hastalarda belirgin yorgunluk, halsizlik, efor kapasitesinde azalma ve
konsantrasyon güçlüğü gibi kronik yorgunlukla örtüşen semptomların ortaya
çıkmasına zemin hazırlar.
Ayrıca B12 yetersizliği,
gastrointestinal sistemde dışkılama düzeninin bozulması, ishal veya kabızlık
atakları, dil ve ağız mukozasında ağrılı lezyonlar gibi ek klinik bulgularla
tabloyu daha da karmaşık hale getirir. Böylece hipoklorhidri, bozulmuş B12 emilimi,
megaloblastik anemi ve kronik yorgunluk arasındaki ilişki, hem metabolik hem de
hematolojik düzeyde tutarlı bir patofizyolojik zincir oluşturur.
AYRICA DEMİR EKSİKLİĞİ VE D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ DE YAŞANMAKTADIR
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ HAKKINDA BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ
DEMİR VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ HAKKINDA
BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ
PANGASTRİT SORUNLARININ DEVAMINDA YAŞANAN BAĞIRSAK SORUNLARI
SIBO (İnce Bağırsakta Aşırı Bakteriyel Çoğalma) Etiyolojisi
Mide asidinin düşmesi
(hipoklorhidri), ince bağırsağın normalde steril kalmasını sağlayan kimyasal
bariyeri ortadan kaldırır. Bu durum, kalın bağırsak florasının ince bağırsağa
doğru yükselmesine izin vererek İnce Bağırsakta Aşırı Bakteriyel Çoğalma
Sendromu'na (SIBO) yol açar.
Bu etki, uzun süreli Proton Pompa
İnhibitörü (PPI) kullanımında da gözlemlenen bir sonuçtur.
SIBO, tipik olarak karın ağrısı,
şişkinlik ve yoğun gaz oluşumu, kramplar ve spazmlar gibi lokal
gastrointestinal belirtilerle kendini gösterir.
Aşırı çoğalan bakteri
popülasyonları, sindirilmiş besinleri ve özellikle B12 ve Folik asit gibi
vitaminleri rekabet yoluyla tüketir. SIBO’nun kendisi B12 emilim oranını %40-60
oranında düşürebilir.
Bu durum, daha önce pangastrit
kaynaklı IF yetmezliğinden kaynaklanan B12 eksikliğini katlayarak artırır.
Bu aşamada klinik tablonun en
önemli bağlantılarından biri, otonom sinir sistemi üzerindeki mekanik strestir.
İnce bağırsakta biriken aşırı gaz
ve basınç oluşumu, sadece lokal rahatsızlığa yol açmakla kalmaz. Aynı zamanda
bağırsak duvarındaki sinir reseptörlerini sürekli uyararak otonom sinir sistemi
üzerinde kesintisiz bir stres sinyali oluşturur.
Bu durum geğirme, gaz sıkışması
şikayetlerinin, vücudun otonom sinir sistemi üzerindeki sürekli bir stres
sinyaline dönüştüğünün biyofiziksel açıklamasıdır.
Bu mekanik ve kimyasal stresin
devam etmesi, otonom disfonksiyon döngüsünü hızlandırmaktadır. Tedavi
edilmediği takdirde SIBO, kilo kaybı, beslenme yetersizlikleri ve sonuçta
bağırsak yetmezliğine yol açabilir.
Aşağıdaki Tablo I, pangastritle
başlayan bu patofizyolojik basamakların kronik yorgunluğa nasıl zemin
hazırladığını özetlemektedir:
Pangastrit Kaynaklı Patofizyolojik
Basamaklar ve Klinik Korelasyonlar
|
Patofizyolojik
Aşama |
Temel
Mekanizma |
Biyolojik
Sonuç |
Klinik
Yansımalar (Şikayetler) |
|
|
Kronik
Pangastrit Başlangıcı |
H.
pylori veya Otoimmün süreç |
Parietal
hücre atrofisi / Hipoklorhidri |
Hazımsızlık,
Mide yanması, Protein sindirim sorunları |
|
|
Hipoklorhidri |
İntrinsik
Faktör (IF) azalması |
B12
Vitamini malabsorpsiyonu |
Kronik
halsizlik, Megaloblastik Anemi, Nörolojik sorunlar |
|
|
Mikrobiyal
Dengesizlik |
Mide
asidi bariyerinin kalkması |
SIBO
(İnce Bağırsakta Aşırı Çoğalma) |
Şişkinlik,
Gaz sıkışması, Karın ağrısı, Kramp |
|
|
Artmış
Bağırsak Geçirgenliği |
SIBO
kaynaklı zonulin regülasyonu |
LPS
ve Toksin sızıntısı (Endotoksemi) |
Sistemik
inflamasyon, Gıda intoleransları, Bağışıklık zayıflığı |
Artmış Bağırsak Geçirgenliği (Leaky Gut) ve Moleküler Patoloji
Bağırsak epiteli, vücut ile dış
çevre arasındaki en geniş yüzeyli bariyeri temsil eden tek hücreli bir
tabakadan oluşur. Bu bariyerin temel işlevi, sindirilmiş besinlerin emilimine
izin verirken, zararlı mikroorganizmaların, toksinlerin ve sindirilmemiş makromoleküllerin
dolaşıma geçişini engellemektir.
Bariyer bütünlüğünün korunması,
immün sistem regülasyonunda ve patojenlere karşı korunmada hayati öneme
sahiptir.
Epitelyal hücreler arasındaki
bağlantılar, sıkı bağlantılar (Tight Junctions) olarak bilinir. Bu yapılar,
moleküllerin parasellüler yoldan (hücreler arasından) dolaşıma geçişini kontrol
eden temel kapı mekanizmasını oluşturur.
SIBO/Disbiyozun Bariyer Disfonksiyonunu Tetiklemesi (Zonulin Mekanizması)
SIBO’ya bağlı olarak ince bağırsak
florasında oluşan disbiyoz, bağırsak bariyer disfonksiyonunun birincil
tetikleyicisidir. Disbiyotik floranın metabolitleri, Zonulin adı verilen bir
proteinin salınımını aktive eder.
Zonulin, sıkı bağlantıların
gevşemesini sağlayarak mukoza geçirgenliğini artırır. Bu duruma, klinikte
"Sızıntılı Bağırsak" veya "Geçirgen Bağırsak Sendromu" adı
verilmektedir.
Geçirgenliğin artmasıyla birlikte,
bağırsak lümeninde bulunan normalde dolaşıma girmemesi gereken
maddeler—özellikle Gram-negatif bakterilerin dış zarında bulunan
Lipopolisakkarit (LPS) gibi güçlü toksinler—gastrointestinal alandan kan
dolaşımına sızar. Bu duruma Endotoksemi denir.
SEVGİLİ DANIŞANLARIM BAĞIRSAKLARIN
YAPISINI DAHA İYİ ANLAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDORUMU
HAKKINDA BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Lipopolisakkarit (LPS) Sızıntısı ve İmmün Sistem Aktivasyonu
Lipopolisakkarit (LPS), Gram-negatif bakterilerin dış membranında yer alan güçlü bir endotoksindir ve dolaşıma geçtiğinde konak organizmada sistemik enflamatuar yanıtı başlatan temel moleküllerden biridir. Normal koşullarda bağırsak bariyeri LPS’nin portal dolaşıma geçişini engeller; ancak geçirgenliğin artması durumunda (örneğin disbiyoz veya bağırsak bariyer hasarı) LPS kana sızar ve metabolik endotoksemi olarak adlandırılan tablo ortaya çıkar.
Bu mekanizma akut enfeksiyonlarda
güçlü bir savunma yanıtı oluştururken, LPS’nin düşük düzeyde ancak sürekli
dolaşımda bulunması, bağışıklık sisteminin sürekli uyarılması anlamına
gelir. Böyle durumlarda sistemik fakat düşük şiddette seyreden bir enflamasyon
gelişir; bu tablo metaflamasyon veya kronik düşük dereceli
inflamasyon olarak tanımlanır. Metabolik sendrom, tip 2 diyabet, obezite ve
kronik yorgunluk sendromu gibi birçok kronik hastalığın patogenezinde bu
mekanizmanın payı olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.
Dolayısıyla metinde belirttiğin üç
aşamalı açıklama (LPS kaynaklı sızıntı → TLR4 aracılı tanıma → sitokin yanıtı
ve kronik metaflamasyon) bilimsel açıdan tamamen doğrudur ve modern immünoloji
literatürüyle uyumludur.
Metabolik Sistem Üzerindeki Etkisi
- Enerji
Sapması: Vücut,
sürekli endotoksemi ile mücadele etmek ve immün yanıtı sürdürmek için enerji
bütçesini hayatta kalma ve bağışıklık tepkisine yönlendirir.
- Fonksiyonel
Bozukluklar:
Bu kronik enerji sapması, mitokondriyal disfonksiyonu ve metabolik
düzensizlikleri (örneğin insülin direnci) sürekli kılar.
- Semptomlar: Bu durum, bireyde kronik
yorgunluğun ve açıklanamayan metabolik bozuklukların sürekliliğini
sağlar. Ayrıca, geçirgen bağırsak sendromunun neden olduğu sürekli antijen
maruziyeti, bağışıklık sisteminin zararsız besinleri dahi yabancı cisim
olarak algılamasına yol açarak gıda intoleranslarını ve alerjik
tepkileri artırır.
Düşük düzeyli kronik enflamasyon durumu, sorguda belirtilen "bütün metabolik sistem sessiz bir direniş içinde" ifadesinin biyolojik karşılığıdır.
Vücut, sürekli endotoksemi ile mücadele etmek için enerji bütçesini hayatta kalma ve immün tepkiye yönlendirir. Bu kronik enerji sapması, yorgunluğun ve metabolik düzensizliğin sürekliliğini sağlamaktadır. Geçirgen bağırsak sendromu, bağışıklık sisteminin besinleri yabancı cisim olarak algılamasına neden olabilmekte, bu da gıda intoleranslarını ve alerjik tepkileri artırmaktadır.
Nöroinflamasyon ve Hastalık Davranışı (Sickness Behavior)
Sistemik dolaşıma sızan
pro-inflamatuar sitokinler (LPS kaynaklı), ya doğrudan kan-beyin bariyerini
geçerek ya da vagal sinir aktivasyonu yoluyla merkezi sinir sistemini (MSS)
etkiler.
MSS'deki bu inflamasyon
"nöroinflamasyon" olarak adlandırılır. Nöroinflamasyon, kronik
yorgunluk ve buna eşlik eden davranışsal değişikliklerin temelini oluşturur.
Bilimsel araştırmalar, LPS
uygulaması yoluyla gerçekleştirilen in vivo TLR4 aktivasyonunun, Kronik
Yorgunluk Sendromu (KYS/ME) ve Fibromiyalji’nin (FM) çekirdek semptomlarını
(kalıcı yorgunluk, ağrı yanıtında artış, azalan motivasyon ve hastalık davranışı)
başarılı bir şekilde taklit ettiğini göstermektedir.
Klinik korelasyonlar, KYS/ME
hastalarının, bakteriyel endotoksin enjekte edilmiş bireylerin zirve
inflamasyon dönemlerinde bildirdiği hastalık davranışı düzeyine benzer
semptomlar sergilediğini ortaya koymaktadır.
Bu hastalık davranışı; isteksizlik, halsizlik, uykululuk ve genel motivasyon kaybı gibi şikayetleri içerir. Bu kanıtlar, pangastrit-hipoklorhidri zincirinden kaynaklanan endotokseminin, dinlenmeyle geçmeyen kalıcı yorgunluğun (KYS'nin temel tanımı) doğrudan biyolojik temeli olduğunu göstermektedir.
Döngünün Özeti
Bu kapsamlı analiz, pangastritin,
başlangıçtaki mide semptomlarının ötesine geçerek, hipoklorhidri, SIBO,
artmış bağırsak geçirgenliği ve sonuç olarak endotoksemi yoluyla
sistemik bir inflamasyon ve nöro-metabolik disregülasyon döngüsünü başlattığını
teyit etmektedir.
Yıllardır dinmeyen kronik yorgunluk
ve halsizlik döngüsü, biyolojik olarak sürekli LPS kaynaklı nöroinflamasyon,
Otonom Sinir Sistemi disfonksiyonu ve B12 gibi hayati besin maddelerindeki
yetersizlikler ile beslenmektedir.
Pangastritin yol açtığı bu
zincirleme reaksiyon, gastrointestinal sistemin bir continuum (bir bütün)
olarak değerlendirilmesi gerektiğini pekiştirmektedir. Mide asit bariyerinin
kaybı, tüm sindirim hattını mikrobiyal invazyona ve bariyer hasarına karşı savunmasız
bırakmaktadır.
Alıntılanan çalışmalar
- Pangastrit
Nedir? Pangastrit Kanser midir? - Memorial, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/pangastrit-nedir
- Pangastrit
Nedir? Pangastritin Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri -
Acıbadem, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/pangastrit-nedir-belirtileri-tedavisi/
- Kronik
Aktif Gastritli Olgularda Helicobacter Pylori Sıklığı - DergiPark, erişim
tarihi Kasım 3, 2025, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/420896
- B12
Emilimi İçin Bağırsak ve Mide Sağlığının Kritik Rolü | Doç. Dr. Erkan
Yula, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://dryula.com/b12-emilimi-icin-bagirsak-ve-mide-sagliginin-kritik-rolu/
- B12
Vitamini Nedir? B12 Eksikliği Belirtileri ve Nedenleri - Memorial, erişim
tarihi Kasım 3, 2025, https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/b12-vitamini-nedir-eksikliginin-belirtileri-nelerdir
- SIBO
Nedir? SIBO Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi - Memorial, erişim tarihi
Kasım 3, 2025, https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/sibo-ince-bagirsaklarda-asiri-bakteri-cogalmasi
- SİBO
(İnce Bağırsakta Aşırı Bakteri Çoğalması) Nedir? Testi, Belirtileri ve
Tedavisi - Vitafenix, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.vitafenix.com/blog/sibo-ince-bagirsakta-asiri-bakteri-cogalmasi-nedir-testi-belirtileri-ve-tedavisi
- Psikiyatrik
Bozukluklarda Otonom Disfonksiyon - Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar,
erişim tarihi Kasım 3, 2025, http://cappsy.org/archives/vol16/no3/cap_16_03_02.pdf
- Geçirgen
bağırsak sendromu nedir? Belirti ve tedavi yöntemleri nelerdir? -
Memorial, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/gecirgen-bagirsak-sendromu-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir
- ARTMIŞ
BAĞIRSAK GEÇİRGENLİĞİ VE ZONULİN, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://centro.com.tr/wp-content/uploads/2018/06/3-Centro_Artmis_Bagirsak_Gecirgenligi.pdf
- Geçirgen
Bağırsak Sendromu Nedir? - Acıbadem Hayat, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.acibadem.com.tr/hayat/gecirgen-bagirsak-sendromu/
- Geçirgen
Bağırsak Sendromu - Liv Hospital, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.livhospital.com/gecirgen-bagirsak-sendromu
- TLR4
Signaling Pathway Modulators as Potential Therapeutics in Inflammation and
Sepsis, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.mdpi.com/2076-393X/5/4/34
- Altered
response to Toll-like receptor 4 activation in fibromyalgia: A low-dose,
human experimental endotoxemia pilot study - PubMed Central, erişim tarihi
Kasım 3, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10679487/
- Yetişkinler
için Miyaljik Ensefalomiyelit/Kronik Yorgunluk Sendromu sevk - BNSSG
Birlikte Daha Sağlıklı, erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://bnssg.icb.nhs.uk/tr/directory/myalgic-encephalomyelitis-chronic-fatigue-syndrome-referral-for-adults/
- Geçirgen
Bağırsak Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi - Anadolu Sağlık Merkezi,
erişim tarihi Kasım 3, 2025, https://www.anadolusaglik.org/saglik-rehberi/gecirgen-bagirsak-sendromu-nedir-belirtileri-nelerdir-tanisi-ve-tedavisi-nasildir







